Merhabalar,
Kitaptan bir alıntı ile başlayalım...
"Cahilliklerini bilmenin utancı içindeydiler ve bilgisizliklerini nasıl açıklayacaklarını da bilmiyorlardı."
İş bankası kültür yayınlarının modern klasikleri serisine tesadüf bu kitap ile başlamıştım. Seri olduğunu bilmeden. Daha sonra farkettim ki bir seri halinde sürekli yeni kitaplar çıkıyor. Sonra dedim ki neden bu seriden benim de olmasın. Tabi ki bu kararı verdiğimde yaklaşık yüz tanesi çıkmıştı bile :)
Önce sevdiklerimi alarak daha sonra bir son çıkan bir eskilerden alarak ve arkadaşlarımın da desteği ile seriyi tamamladım :)
Aslında tamamladım da diyemem tam yenisini alıyorum yayınevi bir tane daha çıkarıyor yetişmekte zorlanıyorum ki okumaya nasıl yetişiyim değil mi :)
Hepsini okuyamasam da çok iyi bir okuyucu olan yeğenim var. Yavaştan ona uygun olanlara başladı bile. Büyüyüp tamamını okuma derdinde...
Kitabı Blogger arkadaşlarımızdan da tanıdığınız üzere Nilgün Komar ile birlikte okuduk. Ardından filmi de vardı birlikte izledik. Keyifli ve güzel idi ben beğendim sizler de eminim ki keyifle okuyup izleyebilirsiniz.
"Issız bir adaya düşen ve kitapta sayıları tam olarak belirtilmeyen bir çocuk grubu yaşam savaşı vermek için kendi aralarında kuvvetlenirler. Kendi aralarında iş bölümü ve uyum sorununda anlaşırlar. Bu arada bu gruba adanın başka köşelerine düşen çocuklar da katılınca, bir yönetim ihtiyacı doğar. Kargaşanın çözümünü lider seçmekte bulurlar. Sonunda lider olarak Ralph'ı seçerler. 'Domuzcuk' lakaplı çocuk bulduğu deniz kabuğuyla bir anda dikkatleri üstüne çeker fakat lidere bu kabuğu kaptırınca üzerindeki tüm dikkatler de bir anda dağılır. Bununla beraber katolik lisesi öğrenci grubuda deniz kenarındaki gruba yaklaşır ve bu gruba katılırlar. Liderlik ciddi anlamda sorun olmaya başlar. Çare olarak ise liderliği bölmekte bulurlar. Avcılıkla ilgili konuları katolik okulu başkanı olan Jack’e verirler. Çocuklara (küçük olanlara) bakma görevini Domuzcuk’a verirler. Önceliği karın doyurmaya, yatacak barınaklar ayarlamaya, korunmaya ve kurtulmaya ayırırlar. Kurtulmak için dağın en tepesine ateş yakmayı planlarlar ve bunun sorumluluğunu avcılığı üstlenen Jack’e kabul ettirirler. Ne de olsa avlanırken ateşe de bakabilir düşüncesi hakimdir. Yemek ve yatma ile ilgili işlerde sahilde kalan gruba düşer. Ateşin başındaki nöbetin aksadığı bir anda, adaya yakın bir yerden gemi geçer ve ateş söndüğü için adadakileri göremezler. Sonunda zincirler kopar ve adadaki çocuklar iki gruba ayrılırlar. Bir yanda Ralph diğer yanda katolik okulu başkanı Jack. Jack ve onun grubunda olan çocuklar dağa çıkar ve Ralph ve Ralph’in yanında bulunan çocuklara düşmanca tavırlar takınırlar. İki tarafın da belli başlı eksikleri vardır. Bunları tamamlamak için karşılıklı karşılaşmalar olur ama bu karşılaşmalar da sonuçsuz kalır. Simon’un bir gece ormanda gezeken gördüğü canavar (paraşütçü) onun sahile kadar kaçmasını sağlar. O sırada sahilde bulunan ve canavar için çözümler arayan Jack ve Ralph’in grubu Simon’u görünce karanlığın da etkisiyle canavar zannedip linç ederler. İki grup Simon’u öldürdüklerini anlayınca tekrar ayrılırlar. Tekrar barışmak için çaba harcayan Ralph ve Domuzcuk, dağdaki kalede kalan Jack ve grubunun yanına giderler. Domuzcuk, Roger'in tepeden üzerine yuvarladığı kaya ile birlikte uçurumdan yuvarlanarak denizdeki kayalara çakılıp ölür. Ralph ise kaçıp çalılıklara saklanarak kurtulur. Jack ve grubunun Ralph’ı öldürmek için tekrar aradıkları sırada adaya bir gemi yanaşır ve çocukları kurtarır.
Sineklerin Tanrısı, Liderlik savaşının insanların doğal yapısında olduğunu ve bunu kazanmak için de dost kazanma ve düşman kaybetme (gerekirse yok etme) yöntemlerini uygulamasını gösteren bir roman. Gruplaşmaların temelinde insanın en derinlerinde saklı pırıltıları ve kötülükleri meydana çıkarma uğraşındaki insanları betimliyor. "
Keyifli günler diliyorum...
Uzun zaman önce alıp okumadan bir arkadaşa hediye etmiştim size özenip seriyi tamamlayayim deyince sevgili Nilgün bana hediye aldı en kısa zamanda okumalıyım.
YanıtlaSilKesinlikle okumalısın keyifli bir kitap idi...
Sil