Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

...geri dönüşüm sandalye...

30 yıllık sandalyenin rahatlığından vazgeçemiyordum.görüntüsü de eskimişti iyice ben de çözüm olarak eimdeki motiflerle kılıf ördüm.ahşap yerlerini de pembeye boyadım şahane de oldubence.yanındaki tabureyi de bodrumda bulup boyamıştım.güzel bir köşe oldu.

...pecere önü fotosu...

sizler de instagramda #pencereönüfotosu etiketiyle kapın gelin fotolarınızı:))

...Aşk Uykusu-Mehmet Coşkundeniz...

yazarın yazıları zaten hoşuma gderdi. kitabı da hediye gelince uzun sürebekletmişim niyeyse.Sonra br ara boşlukta elime aldım iki günde  bitti. dili sade  akıcı ve okunasıydı "Aşk dediğin yalansız olmalıydı… Gün gibi açık, dürüst ve onurlu yaşanmalıydı. Bunu bana sen öğretmiştin. 'Kalbinde benim kadar sevdiğin biri olursa, o kalp artık bana ait değildir' demiştin… Ben senden fazla hiç kimseyi sevmedim. Bütün kâinat şahidim olsun ki, sensiz doğacak bir güneşi bile kabullenmedim. Seni sevip sana âşık olmayacaksam eğer, dünyaya yeniden gelmeyi de istemem… Peki ya senin kalbin hâlâ bana ait mi sevgilim? Benim kadar sevdiğin başka biri var mı aramızda?" Şüphe bir kez içine girdi mi insanın, temizlenene kadar korkunç bir mücadele başlar. Hele şüphelenen bir kadınsa bu mücadele bir süre sonra savaşa dönüşür. Ve kadınların kendi içinde verdikleri çetin duygu savaşında her zaman 'karanlık taraf' kazanır. Mehmet Coşkundeniz yaşanmış gerçek bir hikâyeden yola

...nargile pasta...

arkadaşın doğum günü için nargileli pasta yaptırmak istedim.çoğu pastane kendine güvenmedi.çoğu yaparız aynısı olmaz moduna geçti.en son biri 800 lira diyince bana bir deli cesareti geldi soluğu pasta malzemesi satan dükkanda aldım:))iyiki de öyle yapmışım hem yapabileceğimi gördüm hem de arkadaşımı çok mutlu ettim:)))

...Kadınsız Erkekler-Haruki Murakami...

yazarın okuduğum ilk kitabıydı.Yeniden şans vermezsem son kitabı olabilir sanırım.sevmedim sevemedim.bir şekilde aldatılmış ya da istediği kadına ulaşamayan erkeklerin hikayelerinden oluşuyor... Bir kadını yitirmek, tüm kadınları yitirmek demek… Bir gün sen de kadınsız erkeklerden olacaksın. O gün en ufak bir uyarı, küçücük bir ipucu vermeden; önsezi olarak hissettirmeden ya da içine doğmadan; kapını çalmadan, hiç beklemediğin bir anda seni bulacak. Bir köşeyi döndüğünde, aslında çoktan oraya varmış olduğunu anlayacaksın. Geriye dönmek mümkün olmayacak. O köşeyi bir kez dönünce, orası artık senin için mümkün olan tek dünya olacak. O dünyada sen kadınsız erkeklerden biri olarak anılacaksın. Hep bu soğuk çoğul eki ile... Bir kadının özlemini çeken, yasını tutan; bir kadın tarafından aldatılmış, terk edilmiş olmanın acısıyla yaşayan, aşkla kendinden vazgeçen erkeklerin öyküleri… Haruki Murakami'den aşka ve kadınlara yazılmış yedi ağıt…

...flipthatbook...

doğrusu buymuş.ben ilk önce alttaki gibi yapmıştım.yazılar ters oldu yeniden yaptım:))

...bookstairs...

instagram eğlencesi katılın bize:)) instagramda kullanıcı adım alonenesli

...Beyaz Düşler-Nora roberts...

haticemin tavsiyesiyle yazarın bu kitabı karşıma çıktı ben de hemen şans vermek istedim.İyiki de şans vermisim tam benlik çıktı kitap.yalnız kitap seriymiş ben tesadüf ilk kitabı almışım. Çocukluk yılları boyunca evlerinin arka bahçesinde sözüona düğünler düzenleyerek oyunlar oynayan dört arkadaş için çiçekler, fotoğraflar, tatlılar ve diğer tüm ayrıntıları yaşamlarının bir parçasının haline gelmiştir. Çektiği fotoğraflar gelin dergilerinin kapaklarını süsleyen Mackensie Elliot, arkadaşları arasındaki adıyla Mac, hayatında çocukluğunda kendisinin yaşayamadığı mutlu anları fotoğraflarıyla ölümsüzleştirmeye adamıştır. İkinci evliliğini yapan babasını neredeyse hiç görmeyen, sürekli sevgili değiştiren annesiyle de sorunlar yaşayan sonunda mutluluktan umudu kesen Mac için her şey, önemli bir düğün görüşmesi öncesinde, müstakbel gelinin erkek kardeşiyle karşılaştığında değişecektir...

...la Sonsuzluk hecesi-Nazan Bekiroğlu...

sevgili mavilalenin önerisiyle vekitabı bana hediye etmesiyle motifçilerle okuduk bu kitabı.Ne çok bilmediğim şey varmış dedim.bilgi  doluydu okunmalı mutlaka. Bir gün Sabâ Melikesi Belkıs’tan, Âdem’le Havva’nın hikâyesini anlamanın bütün bir insanlığın da hikâyesini anlamak manasına geldiğini öğrendim. İnsanın bütün halleri Âdem’de gizliydi ve bütün macera onun hikâyesinde özetlenmişti.  Bu cümleyi yıllarca içimde gezdirdim de bir türlü kalemi elime alamadım, anlatmaya kalkışamadım  Ne zaman ki, kalmak için değil uğrayıp geçmek için kadem bastığımız, kök attığımız değil kısa bir gölge saldığımız şu dünyada bir cennet sürgünüyle yazgılandığımı anladım ve Kelimeler Kitabı-çift isimler sahifesinde, Âdem’le Havva’nın yanına bir de Habil’le Kabil’i ekledim. O zaman anladım anlatma zamanının geldiğini.  Hikâyenin ismi düştü dilime bir gece: LÂ. İLLÂ, dedim.  Bir ömür boyu aradığım hece harfinin LÂ olduğunu bildim.

...Aynaya Baktim Suya Yansidim - Kitap Tanitim...

Minval Yayinlarinin sponsorlugunda Facebook Kitap Yoldasligi onderliginde birlikte okuma erkinlik kitabimiz Aynaya Baktim Suya Yansidim kitabi. Bikac sayfa okudum baktim acaba nasil diye. Tadimlik guzel ilerliyor. Okuyup bitince yorumumu yazarim. Sizler de katilmak isterseniz kitaplarinizi alin katilin bizlere. Instagram ve facebook hesaplarimdan yayinlarima ulasabilirsiniz İlter Ayata, Aynaya Baktım, Suda Yansıdım kitabında, hassas ve kırılgan kalbine inat, dünyanın tüm neşesini ve canlılığını yüklenmiş, başına buyruk bir kadının ölümle kalım arasındaki ince çizgide yürüyüşünü, kendi yaşam yolculuğunu anlatıyor okurlarına. Hayata sıkı sıkıya bağlı, ele evuca sığmaz, dirayetli ve çevresini hayat enerjisiyle aydınlatan bir kadının iç dünyası, göründüğünden ne ölçüde farklı olabilir? Anılar ne kadar iyileştiricidir? İnsanın ilkgençliğinden bu yana yakasından düşmeyen bir kalp hastalığı, o kişinin geleceğini ne denli gölgeleyebilir? Ömür denilen, her şeye rağmen yaşamaya değer midir? H

...Beyaz Zambaklar Ülkesinde-Grigory Petrov...

motifçilerle okunan kitaplardan.Mücadeleye hayran kaldım kitapta.okuyun okutun bence. Elinizde tuttuğunuz eser, özellikle 20. yüzyılın başlarında bir efsane haline gelmiş olan Grigory Petrov adlı bir entelektüelin, toplumların madden ve manen kalkınması hakkında yazdığı Finlandiya modeli ile ilgilidir. Özellikle eğitim ve öğretimin önemine yaptığı vurgu ve modellemeleri inkar edilemez açıklıkta ve doğruluktadır. Onun tecrübe ederek yazdıkları, birçok ülkede onlarca dile çevrilmiş ve rehber yazı olarak özellikle de eğitimciler tarafından okunup tavsiye edilmiştir.

...lavanta topları...

arkadaşın kınası içn dağıtmalık yapmıştık.tasarımı ona ait.

...Benim Gözümden Dünya-Albert Einstein...

bumerang da hediye gelmişti kısa olduğu içn araya alıp hemen okudum.bölümümle alakalıymış altını da çizdim keyifle de okudum. Benim Gözümden Dünya'da, Albert Einstein'ın hayata, yaşadığı dünyaya ve bilimsel çalışmalarına dair görüşlerini bulacaksınız. Büyüleyici, esprili ve zekice gözlemler, büyük bir kalbi ve az rastlanır bir aklı açığa vuran samimi itiraflar...Benim Gözümden Dünya, bu özel kişiliği, kendi yazdığı ya da başkası tarafından kaleme alınan hiçbir kitapla kıyaslanmayacak bir açıklıkta gözler önüne seriyor. Einstein insanlığa, yardımlaşmanın hakim olduğu barış dolu bir dünyaya ve bilimin yüce amaçlarına inanıyordu. "İyi ve Kötü", "Din ve Bilim", "Aktif Pasifizm", "Hıristiyanlık ve Yahudilik" , "Azınlıklar" ve "Bir Arap'a Mektup" gibi farklı konu başlıklarının ele alındığı Benim Gözümden Dünya, işte bu inançların savunması niteliğindedir. "İnsanın gerçek değeri kendi kendisinden özgürleş

...bookstairs...

instagram etiket eğlencelerimzden:)

...Yabancı-Albert Camus...

geçen bayram kısa kitapları seçip günde bitirmiştim her kitabı.Bu da onlardan biriydi.Farklı bir hikayesi vardı.Ben sevdim okunmalı bence. "Albert Camus"nün ( 1913-1960) en tanınmış, en çok yabancı dile çevrilmiş, en çok incelenmiş ve hala en çok satan kitaplar arasında yer alan "Yabancı", aynı zamanda yazarın en gizemli yapıtı. Ölümün egemen olduğu bir "varlık"ın en anlamsız olgularını saçma bir düzensizlik içinde yaşayan bu romanın başkişisi "Meursault", bir simge kahraman değildir, "adı" olmayan bir "Yabancı"dır; bu eksik kimlik, gerçeklikten algıladığı şeyi yapılandıramayan, yeniden örgütleyemeyen, ama gerçekliğin yankılarını yakalamaya çalışan bir boş bilincin imgesidir. Onun kayıtsızlığı ve edilgenliği, işte bu boş bilincin ürünüdür. Yabancı, büyüleyici gücünü, içinde barındırdığı trajedi duygusuna borçlu: Bir türlü ele geçirilemeyen anlamın sürekli aranması, bilinç ile toplumsal dünya arasındaki çatışma... Camus