...NESLİHAN DUYSAK...

Hep söylüyorum Murtafa Kutlu ile geç tanıştım ama iyiki de tanıştım. Kitaplarını severek okuyorum. Bu da onlardan biri idi. Motif grubundan Sevgi arkadaşım hediye almıştı kitabı bana sağolsun içine menekşeler kurutmuş,mektup yazmasa bile kart postal yazmış. Eee bana da kapağa uygun konsept fotoğrafını çekmek kaldı...Sayesinde hem keyifli bir kitap okumuş oldum hem de güzel bir fotoğraf çekmiş oldum :)) sözü var sonraki kargo gönderiminde mektup yazacak bana :)) Kitap birkaç hikayeden oluşuyor. Ben keyifle okudum ama sanki Menekşeli Mektup hikayesi bi havada kaldı bitişi diye düşünmedim değil.  Ama yine de güzeldi benim için... " Ama aşk dediğin nedir ki? Postacı: -Nedir? Kahveci gülümsüyor; hafifçe eğilerek. -Muhabbet iki başlı olacak arkadaş. Tek taraflı oldu mu sakat. Kara sevdaya girer. -Çaresi? Hikmetli bir söz söylüyor kahveci: -Ya tahammül, ya sefer!" Mustafa Kutlu diye bir iklim var. Bu iklimde kah bir postacı menekşeli mektuplar taşıyıp İncilaya aşık

Onedio önerilerinden biri idi bu kitap.  Hem adı hem de arka kapak yazısı ilgimi çekince alıp okudum hemen.  Evet benim yaşıma uygun değil 11-16 yaş aralığına uygun idi ama yine de ben her yaşa uygun kitapları da okumaktan zevk aldığım için keyifle okudum. Bir de benden sonra yeğenim okuyacağı için önce benim okumam ve içeriğin ona uygun olup olmadığını öğrenmem de gerekiyordu. Kitap çok keyifli idi. Sonu her ne kadar mutlu olmasa da farklı bir hikayesi vardı.Ve öğrencilerim ile ufak da olsa kitap üzerine sohbet edip farklı düşünceleri dinlemiş oldum. Çoğu insan ölümsüz olmayı isterken bir tane öğrencim " Allah korusun hocam ya ailem sonsuza kadar yaşıyor olsa ben ne yaparım." demişti ki o cümle bende etki bırakan bir cümle oldu. Her kitabı elime aldığımda ya da birisine bahsederken o cümle aklıma gelir. Üzücü... Yakında arkadaşlar ile filmini de izleyeceğiz. Kitabı gözü kapalı tavsiye ediyorum ve keyifle okuyacağınızdan da eminim. Ama bu aralar kitabın basımı yok

sizler için küçük benim için çok büyük bir başarı olunca tarihe geçsin dimi ama :) Önceden siyah zemin yaptığımda programlar ile daha da siyah hale getirip sanki öyleymişcesine hoşuma giderdi :)) Ama Sevgili Zeynep sayesinde onu da öğrenmiş oldum.  Her zamanki gibi bir fotoğraf ödevi vermişti ama ben kolay olduğunu düşünmüştüm. Zemin siyah olunca ve pürüzsüz çıkması gerekiyor ise programsız o iş gerçekten çok zor oluyormuş . Telefonumun bir çok özelliğini onun sayesinde keşfetmiş ve hiç oynama yapmadan program kullanmadan bu fotoğrafı çekmeyi başarmıştım.

Malum yıllardır motif etkinliği yapıyoruz. Artık kemik kadroyu oluşturduk aynı kişiler ile devam eder olduk. Geçen yıl da madem pandemi var madem evdeyiz o zaman zorlu bir model olsun ama keyifli de olsun dedik ve kolları sıvadık. Frida battaniye ördük. Benim için bu kadar ayrıntılı bir modeli ilk defa denediğim için başta çok zorlu oldu sonlarda düz motifi örmekten ziyade çiçeklileri örmekten zevk alır oldum ve nasıl keyif aldıysam iki arkadaşıma daha ördüm :)) O kadar sevdim ki fotoğrafını çekmek için bir çiçek tarlasına gitmeyi bekledim :)) Lavanta tarlası açılmış idi Konyada orayı gezerken bahane ile fotoğrafını da çekmiş oldum ... Lavanta tarlası gezisi postu için Temmuzu dört gözle bekleyelim o halde:) Motiflerin fotoğraflarından elimde kalanları ekliyorum ki ayrı ayrı güzellikleri sizler de görün istiyorum. Bizlere motifleri yazılı olarak Nilgün videolu olarak da Zeynep anlattı sağolsun ikisi sayesinde de rahatlıkla örmüş bulunduk.

Konyada iki aydan beri her ayın ikinci pazar günü meramda melikşah pazar yerinde kuruluyor bu pazar. Benim anlatımım ile Meram Starbuck'ın hemen arka sokağındaki pazar yeri :)) İlk ay duymuş ama geç duyduğum ve Ramazana denk geldiği için gitme fırsatım olmamıştı. İkinci ay yani 15 Mayısta gittim gezdim gördüm.  Koşu maratonuna katılacağım için çok ayrıntılı gezememiş olsam da bence gezilip keyif alınan yerlerden biri oldu ... Pazarda çoğu şeyi bulabilirsiniz. Gramafondan radyosuna,gaz lambasından saate ve merak ettiğiniz bir çok şeye dair mutlaka ilginizi çekecek bir stant vardır.  Ya ilk ay olduğundan kalabalıktı ya da Konyalılar gerçekten merak duyduğu için akın etmişti :) Ciddi anlamda bir kalabalık vardı. Bizim ilgimizi çeken en çok gramafon oldu onlar da görsel amaçlı imiş çok fazla çalanı yok idi. Sadece bir tane gerçekten eski olanı var denildi ama benim vaktim olmadığı için onu görme fırsatım olmadı ...

Bir arkadaş düşünün kapağı güzelmiş içi de güzeldir kesin diyip gruba hediye alıp yollayan :) Madem dedik hepimizde var kapağı da güzel bakalım düşündüğümüz gibi içeriği de güzel mi diye başladık okumaya... Bir melek var dünyaya düşen ve başına gelenler. Öyle güzel anlatmış ki meleğin yaşadıklarını ve dünyayı. Kesinlikle çevrenizde yaşanan olaylardan bir şeyler bulabileceğiniz bir konusu var. Ben mutlaka okuyun seveceksiniz diyorum. Bolca da keyif alacaksınız eminim. Kitaptan bir güzel cümle ve kapak yazısı ile sonlandıralım isterseniz:) "Burası gerçekten de bir meleğe göre değil!" dedi Melek. "Burası bir savaş, acı ve ölüm dünyası.Öfke insanı ele geçiriyor...Acının ve öfkenin ne demek olduğunu bile bilmiyordum ama şimdi ellerim kana bulandı.Düştüm.Bu dünyaya gelmek düşmek demek.İnsan acıkıyor, susuyor ve binbir arzuya kapılıp acı çekiyor.Ayakta kalabilmek için direnmek,öfkelenmek ve saldırmak gerekiyor." Siddermorton papazı Rahip Hilyer, bir gece önce a

Motif grubumuzla her yıl düzenli olarak battaniye motifi örüyoruz. Bu yıl da ayrıca bazı hafta sonları müsaitlik durumuna göre ufak etkinlikler yapıyoruz. Bu da onlardan biri idi. Sağolsun Mavilale bizler için modeli yaptı videosunu hazırladı bizler de o un eşliğinde motiflerimizi ördük 😇 Örmek isteyenler için de ayrıca burada videosu mevcut... Renkleri ya önceden planlamanın lazım ya da benim gibi spontane takılıp çıkan sonuca bakmanız lazım. Bir çok sıra olduğu için ben önceden planlamak için uğraşmadım. Ama çıkan sonuçtan da çok memnun kaldım.  Keyifli hafta sonlarınız olsun ☺️

Mustafa Kutlu ile geç tanıştım ama iyiki tanışmışım dediğim yazarlardan. Kalemi akıyor resmen. İnsan okurken keyif alıyor.  Bu kitabını nilgün ile okuduk. Ayrıca ben sesli kitabını da dinledim. Daha sonra birlikte filmini de izleyip iyice pekiştirdik:) Sizler de okuyum seveceksiniz. Kitap alıntımızı da ekleyelim hemen. "Bizim sevdamız artık ahirete kalmıştır." Bu da kitabın ayrıntısı merak edenler için ; Ben o zamanlar on altı yaşındaydım, lise birde. İnce uzun bir oğlan. Saçlarım kirpi gibi dik duruyor; ne yana, ne geriye taranmıyor, beni deli ediyordu. Babam "inatsın inat... İnatçı adamın saçı yatmaz. Dedeme çekmişsin besbelli. Keşke annene benzeseydin" diyordu. Keşke... Annemin lepiska gibi yumuşacık, sarı saçları vardı. En çok o mavi gözlerini özlüyorum. "Benim oğlum okuyacak yüksek bir memur olacak" der, sonra da göz ucuyla babama bakardı..  Keyifli okumalar...

Merhabalar, Bloggerlardan , motifcan grubumuzdan Mavilale isimli Zeynom bana internette beğendiği ve benim çekebileceğimi düşündüğü fotoğrafları bana gönderir sağolsun ben de kendime göre şekillendirir ,yorumlar bir şekilde o fotoğrafa benzer ama kendi yorumumla bir şeyler çıkarırım ortaya. Bu da onlardan biri idi... Uzun bir süre vaktim olmadı. Çiçekleri örmem gerekiyordu öremedim . Bunu duyan Motifcan grubundan Sevgi arkadaşımız bir güzellik yapıp çiçekleri örüp bana yollamış. sürpriz oldu .. Ben de tembel öğrencinin hazıra konması mantığı ile aldım çiçekleri büyük iş başarır edası ile ödevimi yerine getirdim :)) Veeee bu fotoğraflar ortaya çıktı. Çekerken de paylaşırken de çok keyif aldım umarım sizler de beğenirsiniz...

Sabahattin Ali kitaplarını sever misiniz? Ben Kürk Mantolu Madonna kitabı ile tanıştım gerisi aktı geldi sanırım :) İçimizdeki Şeytan kitabını hem okudum hem de sesli kitap olarak dinledim ki ayrı bir zevk aldım dinlemekten de. Elimde olan bazı kitapları okuduktan sonra dinlemekten keyif alıyorum.Bunda okuyan kişinin tonlamaları da etkili oluyor dinlerken. Sizler de deneyin bence. Tabi filmi de varsa ayrıca filmini de izlemek gibi bir takıntım da var o ayrı konu :) Bu kitabı çok sevdiklerim arasında idi okuyun okutun derim ben. Sabahattin Ali kitapları denildiğinde ben Yapı Kredi yayınlarını tercih ediyorum ama İş Bankası Kültür Yayınlarının Tük Klasikleri setini de tamamladığım için ondan da alıyorum.İkisi arasında herhangi bir fark olmasa da benim tercihim YKY . ‘İsteyip istemediğimi doğru dürüst bilmediğim, fakat neticesi aleyhime çıkarsa istemediğimi iddia ettiğim bu nevi söz ve fiillerimin: daimi bir mesulünü bulmuştum: Buna içimdeki şeytan diyordum, müdafaasını üzerim

Motifsever grubumuzla her yıl düzenli olarak bir etkinlik yapıyoruz motif etkinliği adı altında . Yıllardır da bıkmadan usanmadan zevkle örüyoruz.  Tabi ki yılda bir kere olan etkinlik bizi kesmediği için bazı hafta sonları kısa soluklu ama böyle güzelliklerin ortaya çıktığı mini etkinlikler de yapıyoruz. Bu kaktüs yastıklar da onlardan birisi. Bir tanesini iki kat ip ile bir tanesini tek kat kalın ip ile ördüm ve bir günde de bitti. Yapılışı için şuradaki videoyu izleyerek yaptık biz. Sizler de örmek isterseniz gayet açıklayıcı...

İş Bankasının Modern Klasikler Serisinin tamamını aldım ama hepsini henüz okumayı bitirmedim. Ve seride gerçekten çok kaliteli ve keyifli kitaplar var. Bu kitap da onlardan biri. Bir alıntı ile başlayalım; "Bu saatte bir de benim halimi düşün, tuhaf bir yerde, hiçbir hayal gücünün abartamayacağı kadar kara bir ıstırabın pençesinde kıvranıyorum." Ben severek okudum hatta öğrencilerime de hediye olarak seçtiğim kitaplardan biri oldu bu kitap.  Her zamanki gibi Nilgün Komar ile birlikte okudum.  Dr. Jekyll ile Bay Hyde Tuhaf Bir Vaka Stevenson yinelenen kâbuslarında çifte yaşam sürüyor; gündüzleri saygın bir doktor olarak çalışırken geceleri sokaklarda geziniyordu.  Dr. Jekyll ile Bay Hyde  işte bu kâbuslardan doğdu. 1886’da yayımlandığında İngiltere ve Amerika’yı kasıp kavuran yapıt, çok sayıda tiyatro ve sinema uyarlamasıyla bir popüler kültür efsanesine dönüşerek günümüze kadar geldi. Victoria döneminin değerlerine uygun olsa da, olay örgüsü günümüzün toplumsal ve psikolojik

Nilüfer bahçelerinin gezme zamanı gelmiş duyanlar duymayanlara söylesin :)  Geçen yıl ben gittiğimde çok soran olmuştu. Ben ağustos ayında gitmiştim bu ay da nilüferler açıyormuş ve misafir kabul ediyorlar.  Konyanın Beyşehir ilçesinde çiftlik mahallesinden ulaşım sağlanıyor.    Böyle güzel fotoğraflar çekmek ve anı yaşamak için güzel bir tura çıkıyorsunuz.  Bu teknelerden birini seçiyorsunuz gerisini kaptana bırakıyorsunuz.  Tekne turları 4-5 kişilik olarak ilerleniyor ve tur ücretleri kişi başı değil tekne olarak ödeniyor.  Biz dört kişi gitmiştik ve gitmeden instagramdaki iletişim bilgilerinden ulaşarak rezervasyon yaptırmıştık. Sizler de gitmek isterseniz linklerini ve iletişim bilgilerini ileteceğim sizlere. Çok ilgililer ve biz fazlasıyla eğlenip keyif almıştık. Eminim sizler de keyif alacaksınız..    Link...   Adres olarak da instagram sayfalarında var. Teknelere kadar kendi aracınızla gitmeniz gerekecek :)  İbrahim Erdoğan : 0543

Pandemi sebebiyle birkaç yıldır gidemediğim ama ondan öncesinde de her yıl düzenli olarak gittiğim tarlalardan.Bu yıl hava şartlarından dolayı birkaç kez tarih değişikliği olsa da bayram öncesi gidip gördüm:) Daha önceki yıllara kıyasla lale sapı boyları daha kısa idi ama bu güzel fotoğraflar çıkmayacağı anlamına gelmiyordu. Her yer rengarenkti ve bir çok ziyaretçi vardı.  Bu yıl ziyaret günleri bitti ama gitmek isterseniz her yıl nisan sonu mayıs başı gibi (hava şarlarına göre değişiyor ) ziyarete gidebilirsiniz. Gitmeden önce firmanın instagram hesabını takip ederseniz anlık duyuru ile durumu bildiriyorlar mutlaka. Ve iletişime geçtiğinizde hemen dönüş sağlıyorlar.  Ayrıca firmanın sitesinde de lale dahil bir çok çiçeğin soğanının satışı da bulunmakta. Linkini de buraya ekliyorum... Atlas Lale Yol Tarifi instagram sayfalarında zaten mevcut ama gitmek isteyenler için konya karaman yolu 70. km de tabelası mevcut. Oradaki köyün